Kuzey Pasifik Mitolojisi’nde Pele, Hawaii adalarında doğum
tanrıçası olan Haumea’nın kızı, güç ve yıkımın kişileştirilmiş sembolü ateş ve
volkan tanrıçasıdır. Adadaki lav püskürmelerinin de sebebi olmaktadır. Pele
tutkulu ve değişkendir, doğadaki ateşin temelidir, şiddetin Tanrıçasıdır.
Kilauea yanardağının içinde yaşayıp, şekil değiştirebilen
büyüleyici güzellikte bir kadın olarak tasvir edilen Pele, Hula dansçılarının
koruyucusudur.
Söylenceye göre, Pele şımarık küçük bir kızdı. Kız kardeşi
Nah-maka-o-Kali’nin kocasını baştan çıkartmış ve ardından kaçarak kız
kardeşinin öfkesinden saklanmak için Kilauea Dağına yerleşmiştir. Çünkü orası
öfkeli kız kardeş tarafından gönderilen dev dalgaların altında boğulmaktan kurtulabileceği
yükseklikteki tek yerdir.
Pele’nin birçok âşığı olmuştur ama onlardan çok azı canını
kurtarabilmiştir. Âşıklarına sinirlendiğinde, onların üstüne lav döktüğü ve
onları şekilsiz taşlara dönüştürdüğü söylenir. Bugün hâlâ Hawaii volkanlarının
eteklerinde duran taşların Pele’nin âşıkları olduğuna inanılır.
Pele, Kilauea Dağının kraterine yerleştiğinde daha çok
toprak elde etmek için aşağı doğru lav göndermeye başlar. Gönderdiği lavlar her
şeyi yok edebildiği gibi, her şeyi baştan yaratma gücüne de sahiptir.
Pele söylencesinde bir Tanrıça üçlüsü vardır. Yani Pele’nin
insanlara 3 farklı şekilde göründüğüne inanılır. Bunlardan biri çocuk, biri
güzel tutkulu bir kız ve diğeri de yaşlı bir kadındır. İlginç olan, ne zaman yaşlı
kadın olarak ortaya çıksa, Pele’nin aslında uykudadır. Antik Hawaii yerlilerine
göre; uyku Pele’nin gerçek halini yansıtıp, onu yaşlı bir kadın olarak ortaya
çıkarıyordu. Pele’nin genç bir kız olarak görünen varlığı ise onun kıskanç
kişiliğinden ortaya çıkan bir bakış açısıydı.
Pele’nin kontrolsüz kıskançlığı bir aşkını ve neredeyse kız kardeşini
kaybetmesine mal olur.
Bu söylenceye göre;
Pele ölümlü hayatı kabul eder ve genç bir çuha dansçısı olan
Lolhiau’yla bir ilişki yaşar. Kilauea Dağındaki evine gitmeden önce sevdiği
adamla üç mutlu gün geçirmeye karar verir ve ardından sevdiği adamı ablası
Hiiaka’ya emanet edip dağına geri çekilir. Ancak Hiiaka bazı sorunlar yaşar ve
genç erkeğe ulaşması beklediğinden uzun zaman alır. Gence ulaştığında ise, Lohiau
kırık kalbinin üzüntüsüyle ölümcül derecede hastalanmıştır, çünkü Pele ondan
çok uzaklardadır.
Aynı sıralarda, Pele’nin kıskançlığı ikisinin, kalben ve
fiziksel olarak ona ihanet edeceği düşüncesiyle büyümektedir. Öfkesi dünyayı
sallar ve büyük kara bir bulut gönderir. Ancak Hiiaka bunun ne anlama geldiğini
bilmektedir: Pele öfkelidir.
Bunun üzerine Hiiaka da sinirlenir ve Lohiau’yla ilgilenerek
onu iyileştirir. Lohiau da kendisine bu kadar iyi davrandığı için kendisini
terkeden Pele’den ümidi keserek Hiiaka ile ilgilenmeye başlar.
Ancak bunu farkeden Hiiaka pişman olur. Lohiau’nun
kendisini Pele’den daha çok sevdiğini itiraf ettiği gün onu duymazlıktan gelir ve
onu Pele’ye vermeye karar verir. Çünkü en başta yaptıkları anlaşmaya göre Pele
Hiiaka’nın bahçesine bakacak, bunun karşılığında da Hiiaka bir gün Lohiau’yu
Pele’ye geri götürecektir. Ancak Pele’nin sözünü tutmadığını ve kıskançlığa düşüp
Hiiaka’nın bahçesini yaktığını görürler.
Bunun üzerine öç olarak, Hiiaka Lohiau ile volkanın
kıyısında sevişir. Bunu gören Pele, Lohiau’yu hemen öldüren kırmızı-sıcak, erimiş
lavları gönderir, fakat kız kardeşine zarar veremez.
Hiiaka yenilgiyi
kabul etmez ve yeni sevgilisinin ruhunu kurtarmak için yere iner.
Şehvetli Pele kardeşinin önerisini kabul eder; kız kardeşi
ve Lohiau’nın gidip huzur içinde yaşamalarına izin verir.
Pele’nin bir de cömert tarafı vardır. Başka bir söylencede
Pele yaşlı bir kadın kılığındadır. Bir dağda, aileleri için yemek yapan iki kız
kardeşten bilgi almaya çalışır. Onlara bütün gün yemek yemediğini ve aç
olduğunu söyler. Büyük olan kardeş bencillik yaparak yemeğini paylaşmayı
istemez. Küçük kardeş ise yaşlı kadını ateşin başına oturtur ve ona yiyecek bir
şeyler verir. Yiyecek bir şeyler kalmayana kadar büyük kardeş diğerini
durdurmaya çalışır.
Yaşlı kadın ayağa kalkar ve gitmek için hazırlanmaya başlar.
Genç kıza döner ve kötü şeyler olacağını, evinin etrafına engeller yapması
gerektiğini söyler. Kız ailesine neler olacağını ve bundan emin olduğunu sorar
ancak cevap alamaz. İnanışa göre volkan
o gece patlar. Genç kızın evi ve ailesi dışında herkes yok olur.
Geçmişe ait olan birçok Hawaii Tanrısı unutulmuştur, ama
Pele inancı hâlâ yaşamaktadır. İnsanlar pismiş tavuk ve rom içkisini Kilauea
Dağı kraterine atarak ona olan inançlarını gösterirler. Jüpiter gezegeninin
uydusu Io’da bile onu onurlandırmak için Pele ismi verilmiş bir volkan vardır.
Bu volkan öyle aktiftir ki lavlarının kırmızılığı binlerce kilometre uzaktan
bile görülebilir.
Pele eşsizdir çünkü onun mitolojisi hâlâ yaratılmaya devam
etmektedir. Dini kurumlar bile, 1907 yılına kadar volkan patlamalarının Pele
ile ilişkisi olduğunu dile getirmişlerdir.
Pele’nin modern çağ yorumları ondan şöyle bahseder:
Onun vahşi bir
hiddetle yanan gözleri onun temizleme ve arındırma yeteneğine işaret ediyor.
Onun adına kurulmuş küçük taşları, kristalleri ve diğer küçük nesneleri
temizlemek etkili olabilir.
Onu temizlenmek için
çağırdığınızda, özel bir tütsü yakarak onu onurlandırabilir ve ondan nesneler
üzerinde temiz bir görüntü sağlamasını isteyebilirsiniz.
Öfkelendiğinizde Pele
ile çalışmak doğaldır. Uyarıları dikkate alın çünkü o patlayıcıdır. Pele
tutkulu ve şehvetlidir ve gerçek niyetinizden sapmalara neden olabilir. Onu
kontrol eden faktör zamandır. Onunla çalışırken acele etmemeliyiz.
0 yorum:
Yorum Gönder